Yüzlerce balon
Bir baba.
Minik evladı kanseri yenmiş,
bizim çok çevremiz yok
oğlum kanseri yendi
gökyüzüne balon uçurmak için
bize eşlik eder misiniz?
Diyor sosyal medyasında.
Beklenmeyen oluyor
sekiz aylıkken yakalandığı kanseri üç yaşında yenen
Ali Asaf Demir'in mutluluğuna ortak olmak için
binlerce kişi düşüyor yollara ve
Sancaktepe meydanında
toplanıyor insanlar.
Göklere yükseliyor yüzlerce balon.
Kimi kırmızı,
kimi beyaz, kimi yeşil.
Herkesin evladı oluyor
Ali Asaf Demir.
Binlerce insan oluyor
tek bir yürek.
Elinde balonlarla
nikah salonundan çıkıp gelen
yeni evli çift mi ararsınız,
motorsikletine bağladığı balonla gelenler mi?
En çok da kendi çocuğunu elinden tutup gelen.
Herkesin elinde bir, iki balon.
Uçtukça balonlar gökyüzüne
yüzlere geliyor bir tebessüm.
Göz yaşlarına hakim olamıyor
Ali Asaf’ın babası.
Sırf o mu?
Hepimizin gözünden süzülüyor yaşlar.
Televizyon ekranlarından izleyen bizlerde bile.
İNSANIN GÜCÜ NEZAKET
Öyle hasret kalmışız ki bu tür nezaketlere.
Nezaket tabii ya.
Bir babanın çağrısını anlamak,
ona eşlik etmek
nezaket değildir de nedir?
Özlemişiz.
İnsan olmanın
o en güzel gönüldaşlığını.
Ufak bir dokunuş ile
büyüyen bir iyilik.
O gün uçarken balonlar
derin bir nefes alıyordu ruhlarımız
pas tutmuş vicdanlarımızda.
Yok birey olacağız,
yok anı yaşayacağız diye diye
bugün var yarın yok telaşında
düşürülmüşüz bir modernite belasına,
vermişler bize bir zehir.
Şükretmeyi çoktan unutmuş
yetinmeyi yetersizlik
nezaketi zayıflık zanneder olmuşuz.
Kapitalizmin çizdiği modernite ile
ne gelenek, ne görenek
ne usül ne adap
ne de edep.
Hepimiz girmişiz bir sarmala.
Oysa bir ufak mesaj
yüzlerce insan,
bir anda uçurdu balon.
DÖNME DOLAP YAŞAMLAR
Üst üste, kutu kutu
evlerde yaşarken her birimiz
elde cep telefonu,
hız çağının en hızlısı
dijital dünyada
bir bir geçerken videolar
olur olmadık filmler, diziler
unutalım istediler
biz de unuttuk
sabrı, şevkati, insanlığı.
Oysa bilmez miyiz ki
ne şahlara ne padişahlara
kalmıyorsa bu yalan dünya
kalplere dokunup,
ufak bir nezaketle işlenir
gönüllerde bırakılacak izler.
İşte o zaman olur insan
eşref-i mahlukat.