Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gıda güvenliğimiz bir avuç çeteye teslim edilemez

Serhat Latifoğlu

Serhat Latifoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

İstanbul Ticaret Odası (İTO)'nın Temmuz 2025 perakende fiyat verilerine göre, İstanbul'da zam şampiyonu yüzde 29,49'luk artışla kiraz oldu. Kiraz pazarlarda ve marketlerde 500-700 TL arası fiyatlarla tüketiciye satıldı. Yüksek fiyatlara kuraklık ve buna bağlı rekolte düşüşünün neden olduğu açıklansa dahi vatandaş haklı olarak büyük tepki gösterdi. Kirazın fahiş fiyatlara ulaşması sonrasında marketlerde ve pazarlarda satılan gıdanın fahiş fiyatlaması konusu ana akım medyada tartışılmaya başladı. Gıda ve tarım konusunda yayınlar yapan akademik dergi ‘Nature Food’un bir araştırmasına göre Türkiye besin grupları bazında dünyada kendi kendine yeten ilk on ülke arasında yer alıyor. Peki, neden Türkiye pahalı gıda tüketiyor?

GIDADA ENFLASYON ŞAMPİYONUYUZ

Türkiye’de son dört yılda yaşanan yüksek enflasyon ortamında gıda fiyatları dünya çapında rekor fiyat seviyelerine ulaştı. Trading Economics’e göre Temmuz 2025 itibarıyla yüzde 27,95 gıda enflasyonu ile Türkiye dünyada ikinci sırada bulunuyor (savaşta bulunan Filistin ve ambargo altında bulunan İran hariç). Türkiye’nin önünde Zimbabwe (yüzde 121) yer alıyor. Bu veriye göre Türkiye OECD ülkeleri içinde en yüksek gıda enflasyonuna sahiptir. Gıdada kendi kendine yetiyor olmasına rağmen yaşanan fahiş gıda fiyatların tek açıklaması gıda piyasasının etkin çalışmamasıdır. Etkin çalışmayan gıda piyasasında en önemli sorun üretici ile tüketici arasında bulunan satış ve dağıtımda etkin olan bir avuç şirket ve marketin varlığıdır. Bu şirket ve marketlerin farklı gıda kalemlerinde sık sık manipülasyon yaptığı bilinen bir gerçektir. Konu ile ilgili Rekabet Kurumu’nun 30 Mart 2023 yılında yayınladığı ‘Türkiye Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Nihai Raporu’nda büyük market zincirlerinin tüketim malları perakendeciliğinde nasıl oligopolleştiği ve fiyatları manipüle ettiğine dair tespitler var. Gerek Rekabet Kurumunun gerekse Ticaret Bakanlığının fiyat manipülasyonu yapan yüzlerce şirkete kestiği cezalar biliniyor. Ancak tüm bu tespit ve cezalara rağmen fahiş fiyatlamalar devam ediyor.

SERBEST PİYASA DEĞİL SOYGUN

Ana akım ekonomistler tarlada 5-10 TL’ye satılan tarım ürünlerinin marketlerde ve pazarlarda 100 katına kadar yüksek oranlarda satılıyor olmasını ‘serbest piyasanın görünmez eli’ adı vererek meşrulaştırma çabası içindedir. Oysa bunun ana akım ekonomi literatüründeki adı ‘tekelleşme, oligopol piyasa, tekel veya oligopol karıdır’. Veya vatandaşın çok doğru olarak ifade ettiği gibi ‘soygundur’. Fahiş fiyatlama hukuken ‘haksız kazanç, nitelikli dolandırıcılık’ kapsamına alınmalı ve en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

Gıda güvenliğimizin acil olarak desteklenmesi için vatandaşımızın temel gıda ürünlerine ucuz fiyatla erişiminin devlet tarafından sağlanması şarttır. Bu konu özel sektöre bırakılamayacak kadar hassastır. Özel sektör bu alanda kötü bir sınav vermiş ve enflasyonist ortamı ‘fırsata’ çevirmiş, fahiş fiyatları körüklemiştir. Üreticiden tüketiciye geçici bir süreyle de olsa gıda satışının devlet tarafından üstlenilmesi elzemdir. Böylece üretici daha karlı bir fiyattan ürününü satmak, tüketici ise daha ucuz gıdaya erişmek imkânına kavuşacaktır. Üreticiden tüketiciye doğrudan satışlarla ilgili yeterli altyapı mevcuttur; bu altyapının geliştirilmesiyle birlikte hızlıca gıda satışları gerçekleştirilebilir. Eş zamanlı olarak gıda fiyatlarına tavan getirilmesi ve arz talep koşullarına göre güncellenmesi gerekir. Yani bir anlamda gıdanın dağıtımı konusu baştan aşağı yeniden düzenlenmeli ve Türkiye’nin gıda güvenliği önceliklendirilerek güvence altına alınmalıdır.

TARIM DESTEKLERİ YENİDEN DÜZENLENMELİ

Orta ve uzun vadede gıda güvenliğimiz için tarım yapan nüfusun azalmasının önlenmesi, üreticinin sorunlarının çözülmesi gereklidir. Üreticimizin çok sayıda sorunu var; girdi maliyetlerinin yüksekliği (mazot, gübre, vs),finansmana erişim zorluğu, sulama, fiyat istikrarsızlığı, arazi ve ölçek problemleri, eğitim, bilgi, teknoloji eksikliği, kolektif üretim için örgütlenme eksikliği gibi temel başlıklarda sorunlar yaşanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı 2024 yılında ‘Tarımsal Üretim Planlaması’ adlı bir program açıkladı. Bu programa göre tarımda destek ve teşviklerde yeni düzenlemeler ele alındı. Tarımsal planlama yönünde irade konulması olumludur ancak yukarıda saydığım temel sorunlar ve sağlanan desteklerin doğru adrese gidip gitmediği konusu önemlidir. 2023 OECD verilerine göre Türkiye tarıma OECD ortalamasının iki katı kadar (yüzde 1,6) destek, teşvik ve hibe sağlıyor. Öte yandan çiftçimiz desteklerin yetersizliğinden şikâyetçi ve her geçen gün çiftçi nüfusumuz azalıyor. Tarıma OECD ortalamasının üstünde destekler sağlanmasına rağmen çiftçimizin şikâyetçi olması bize desteklerin doğu adrese gitmediğini açıkça gösteriyor. Dolayısıyla destek, teşvik ve hibelerin dağıtımının mercek altına alınmasında ve yeniden düzenlenmesinde yarar var.

CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL

Sonuç olarak, son dört yıldır yükselen enflasyonun başından beri uyardığım ‘gıda terörü’ konusunun geç de olsa tartışılmaya başlaması sevindiricidir. Bu süreçte vatandaşın yaşadığı mağduriyetin faturası fahiş fiyat manipülasyonu yapan şirketlere mutlaka çıkarılmalıdır. Fiyat manipülasyonu yaparak olağanüstü karlar elde eden şirket ve şahıslar geçmişe yönelik olarak fahiş kar vergisi ödemeli, manipülasyon suçu işleyenler ticaretten men edilmeli ve ağır cezai yaptırımlara tabi tutulmalıdır. Cezalar caydırıcı olmazsa tekrarlanma ihtimali yüksektir. Gıda güvenliğimiz bir milli güvenlik konusudur, bir avuç soyguncu çeteye bırakılamaz.

Kaynakça;

- Rekabet Kurumu, (2023); Türkiye Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Nihai Raporu, https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/htm-sektor-nihai-raporu-20230330171447527.pdf

- Serhat Latifoğlu, (2021); Stokçuluk ve Keyfi Zam Elele, https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/stokculuk-ve-keyfi-zam-el-ele-267282

- Serhat Latifoğlu, (2021); Stokçulara ve Fırsatçılara Karşı Kamu Şirketleri, https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/stokculara-ve-firsatcilara-karsi-kamu-sirketleri-268991

- Serhat Latifoğlu, (2022); Gıda İhracatı Durdurulmalıdır, https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/gida-ihracati-durdurulmalidir-274960

- Serhat Latifoğlu, (2022); ‘Serbest piyasa’ Terörüne Son, https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/serbest-piyasa-terorune-son-352526

- Serhat Latifoğlu, (2023); Şirketlerin Aşırı Karları Vergilendirilmelidir, https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/sirketlerin-asiri-karlari-vergilendirilmelidir-403662

- Serhat Latifoğlu, (2024); Tekellerin Açgözlülüğü enflasyonu Tetikliyor, https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/tekellerin-acgozlulugu-enflasyonu-tetikliyor-turkiye-bir-avuc-capsiz-burjuvaya-teslim-oldu-450349

Gıda İTO Enflasyon