Son Yazıları

Kaba yem açığı

Üretim Devrimi Kurultayları'nda çiftçiler tarafından dile getirilen en önemli konulardan biri girdi fiyatlarının yüksek olmasıdır. Bitkisel üretimde tohum, kimyasal gübre, tarım ilaçları, akaryakıt, hayvansal üretimde yemler, veteriner ilaçları, damızlık hayvanlar, akaryakıt en önemli girdilerdir. Bu girdilerin pahalı olmasının başta gelen nedeni dış ülkelere bağımlılıktır. Hayvancılıkta işletme masrafları içinde en önemli olanı yem giderleridir. İşletme giderleri içinde yem giderlerinin payı hayvancılık şubelerine göre yüzde 60- 85 arasında değişir. Çayır ve mera otları, yonca, tırfıl, saman, mısır silajı, kapçık, posa gibi maddelere kaba yemler denir. Tahıllar, kepek, küspeler, melas, fabrika yemleri ise kesif yem olarak adlandırılır. Tavuk yemlerinde mutlaka kullanılması gereken maddelerden biri soya küspesidir. Yurdumuzda yeterince soya fasulyesi yetiştirilmediği için çoğunluğu ABD'den olmak üzere soya küspesi dış alımı yapılıyor. Yemlerin vitamin ve mineral içeriğini tamamlayan katkı maddeleri, aşılar, mısır, buğday gibi hammaddeler, bitkisel ve hayvansal hastalık ve zararlılarla mücadelede kullanılan ilaçlar, kimyasal gübre veya hammaddeleri, tavukçuluk ve sığırcılıkta damızlık hayvanlar, bazı tohumlar ve akaryakıt ithal edilmektedir. Döviz kurundaki artışlar, girdi fiyatlarına yansımaktadır. Hayat pahalılığının en önemli nedenlerinden biri tarımsal girdilerdeki dışa bağımlılıktır.

Geviş getiren; sığır, manda, deve gibi büyükbaş hayvanlarla koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanların mideleri dört kısımdan oluşur. Sindirim sisteminin sağlıklı çalışabilmesi için hayvanların doygunluk hissi veren kaba yemleri yemesi gerekir. Kesif yemler daha besleyici ve lezzetlidir. Bir hayvan boş bırakıldığında aşırı miktarda kesif yem yerse sindirim sisteminde oluşan gazlar şişkinlik yapar ve zamanında müdahale edilmezse hayvan ölür. Kaba ve kesif yemlerin dengeli şekilde verilmesi gerekir.

Yazının Devamı

Yönetimin kazanca etkisi

Daha önce çiftçilerin gelirlerini etkileyen toprak, iklim, fiyat düzeyi, devletçe yapılan edimler ve şans faktörü üzerinde durulmuş ve bunların hemen bütünüyle çiftçinin denetimi dışında olduğu belirtilmişti. Çiftçinin gelirini etkileyen altı küme etmenin sonuncusu olan yönetim ise büyük ölçüde onun kendi elindedir. Çiftliğini istediği gibi örgütleme ve işletme olanağı vardır. Yetiştireceği satılacak ürünlerin cinsini ve miktarını, işletmede yer vereceği hayvanların cinsini, sayısını ve niteliklerini kararlaştırabilir. Bitkisel ürünlerin ve hayvanların nasıl yetiştirileceğini, işgücü ve donanımın kullanım şeklini belirleyebilir.

İşletmenin örgütlenme ve işleyiş şeklinin parasal başarı üzerinde büyük etkisi vardır. Toprak, iklim, fiyatlar ve devletle olan ilişkiler açısından benzer koşullarda olan çiftçilerin kazançları arasında büyük farklar olması olağan bir durumdur. Bunun nedeni de işletmelerin örgütlenme ve yönetim şeklidir.

Yazının Devamı

Tarımsal işletme gelirlerinde değişim

Bir tarım işletmesinden elde edilecek kazancı etkileyen etmenlerin tümü aşağıdaki şekilde altı kümede toplanabilir.

1-Toprak Toprağın verimliliği, su tutma kapasitesi, engebe durumu ve işleme kolaylığı

Yazının Devamı

Bayram ön gününde

Bu yazının yayın tarihi 2024 yılı Şeker Bayramı ön gününe (arefe) denk düşmektedir. Tarımla ilgili teknik konulara ara vererek biraz neşelenelim. Yerel seçimler öncesinde televizyon kanallarında sokaktaki yurttaşlara mikrofon uzatılırak çeşitli konulardaki görüşleri soruldu. “Emekli maaşınızla geçinebiliyor musunuz? Besin harcamaları can yakıyor mu?” gibi sorular yöneltildi. İlginç olanlardan biri de “Kırmızı et tüketebiliyor musunuz?” sorusu idi. Bu soru bana fıkra gibi bir olayı anımsattı.

Elli küsur yıl önce Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde asistan (şimdiki araştırma görevlisi) idim. Fakültemizin Menemen Uygulama Çiftliği'nde öğrenciler 8 ay staj yaparlardı. Menemen ilçe merkezine 10-12 kilometre uzakta ovanın ortasında bir yer. Çiftliğin ortasından bir “tahliye kanalı” geçiyor. Kanalda durgun su ve sazlar var. Sivrisinekler adeta azmanlaşmış, akşam olunca insanlara rahat vermiyorlar. Çiftlikte elektrik şebekesi yoktu, geceleri jeneratörle elektrik sağlanır, gece yarısından sonra jeneratör kapatılırdı. Kız ve erkek öğrenciler için yatakhaneler, mutfak, yemekhane, derslikler, çay ocağı, kantin ve revir vardı. Bazı dersler ve konferanslar olsa da esas olan ekim, dikim, budama, sulama, hasat gibi uygulamaya yönelik konulara yer verilirdi. Gece gündüz daha çok asistanların gözetiminde çalışılır, düzenli olarak yoklama yapılırdı.

Yazının Devamı

Ayarsızlık ve ilaçlama hataları

Tarım ilaçlarından beklenen sonuçların alınması için önerilen dozda ilacın hedef yüzeye ulaşması ve yüzeyi kaplaması gerekir. Zerreler halinde püskürtülen ilacın damla oluşturup akmaması önemlidir. Damlacık çapı metrenin milyonda, milimetrenin binde biri olan mikron ile ölçülür. Uçan böceklere karşı ilaç atılırken damlacıkların 10-50 mikron çapında olması önerilmektedir. Bir insan saçının çapı 90 mikrondur. İnsan saçı çapının yarısı kadar çapı olan damlacıklar söz konusudur. Yaprak üzerindeki böceklere karşı yapılan ilaçlamada 30-50 mikron çapında damlacıklar önerilmektedir. Yapraklara mantar ilacı uygulanırken 40-100 mikron çapında damlacıklar, toprak yüzeyine ot ilacı atarken 250-500 mikron çapında damlacık önerilmektedir. İlaçlamada kullanılacak en iri damlanın yarım milimetre çapında olacağı anlamına gelir.

Çapı çok küçük olursa durgun havada damlacıklar havada asılı kalır veya rüzgârla sürüklenir. 5 mikron çapında bir damlanın 3 metre yükseklikten düşmesi yere 3600 saniye, yani bir saat sürer. Eğer saatte 5 kilometre hızla esen bir rüzgâr varsa damlacık bu sürede 5000 metre uzağa gidecektir. 100 mikron çapında bir damlacık 3 metreden 10 saniyede düşer ve aynı rüzgâr hızında 13 metre yol alır. Bu nedenle rüzgâr hızı saniyede üç metreden fazla ise ilaçlama yapılmaz.

Yazının Devamı

Tarımsal ilaçlama makinelerinin ayarlanması

Yetersiz ilaç uygulaması durumunda, hedef canlıların vereceği zarar önlenemez. Fazla uygulanan ilaç ise kirlilik yarattığı gibi, insan ve hayvan sağlığı açısından sorun oluşturur ve gereksiz yere maliyeti artırır. Belli bir alana istenen miktarda ilaç uygulanabilmesi için ilaçlama makinesinin ayarlanması gerekir.

A) Tarla ve bahçe pülverizatörlerinin ayarı a) İlerleme hızı: Patinaj nedeniyle traktörün hız göstergesindeki değerden sapmalar olabilir. 100 metreden az olmayan bir mesafe seçilir. Traktörün ilaçlama hızında bu mesafeye ulaşıncaya kadar geçen süre kronometre ile saptanır. Gelişmiş cep telefonlarında zaman sayacı olan kronometre vardır.

Yazının Devamı

Başlıca ilaçlama aletleri

İlaçlamalarda kullanılacak aletin tipi, basıncı, püskürtme memesinin tipi ve büyüklüğü, aletin hızı, karıştırıcının bulunup bulunmaması gibi özellikleri önemlidir. Yerden yapılan tarımsal ilaçlamada kullanılan aletler; pülverizatörler ve atomizörler olarak iki kümeye ayrılır.

Pülverizatörün en basit şekli sırt tulumbasıdır. Bakır veya plastikten yapılmış, 20 litre kadar su alabilen bir deposu vardır. Askı kayışları ile omuza asarak insanın rahatça sırtında taşıyabileceği bir şekil verilmiştir. Su ve ilacı koymak için genişçe bir ağzı vardır. Depoya önce biraz su konur. Bir ölçek yardımıyla tavsiye edilen miktarda ilaç ilave edildikten sonra çalkalanarak ilacın suya karışması sağlanır. Daha sonra deponun üzeri doldurulur. Hava kaçırmayan bir kapakla ağzı kapatılır.

Yazının Devamı

Tarımsal savaş yöntemlerinin karşılaştırılması

Kimyasal mücadele; tarımsal ürünlerde ekonomik kayba neden olan zararlı canlılarla, yapay veya doğal yollarla elde edilmiş öldürme etkisine sahip kimyasal maddeleri kullanarak yapılan mücadeledir.

Ticari bitki koruma ürünleri standartlara uygun olarak üretilir. Taşınması, korunması ve fazla emek harcamadan mekanik yolla uygulaması kolaydır. Kolayca erişilebilen bu ürünler yaygın olarak kullanılmaktadır. Kimyasal savaşın zararlı canlıyı kısa sürede yüksek oranda öldürme özelliği vardır. Birden fazla zararlı canlıya aynı anda uygulanabilir. Uygulamanın sonucu hemen göze çarpar.

Yazının Devamı

Doğal denge ve ekonomik zarar eşiği

Doğadaki canlılar arasında beslenme açısından içgüdüsel bir ilişki vardır. Elma içkurdu elma meyvesi ile beslenir. Elma içkurdunun yumurtalarıyla beslenen asalak bir yaban arısı vardır. Bu iki canlı türü de yaşamını sürdürebilmek için beslenmektedir. İnsanların yetiştirdiği ürüne ortak olduğu için elma içkurdu “zararlı” sayılır. Sözü geçen yaban arısı, yumurtalarını yok ederek elma içkurdu sayısını ve zararını azalttığı için “yararlı” sayılır. (Bkz.1) Nitekim Kayseri Tarım ve Orman il Müdürlüğü tarafından laboratuvarda bu arıdan 3,5 milyon adet üretilerek doğaya salınmıştır (Bkz.2).

Karıncaya “Hayvanlar kaça ayrılır?” diye sormuşlar. “Aslan, kaplan gibi masum hayvanlar!” ve “Kaz, ördek gibi yırtıcı hayvanlar” olmak üzere ikiye ayrılır, demiş. Böceklerin yararlı veya zararlı sayılması insanların bakış açısına göredir. Doğa açısından hepsi yaşamaya çalışan canlılardır ve mutlaka doğada birçok işlevleri vardır.

Yazının Devamı

Ülkemizde tarım ilacı kullanımı

Sözü yetkilisine bırakalım. “Türkiye Avrupa'nın en büyük ve dünyanın yedinci sırada gelen büyük tarımsal ekonomisidir. Tarım ilacı kullanımı bakımından 19'uncu sırada gelmektedir. Türkiye'nin kullanımı dekara 130 gram iken, Kosta Rika'nın 5000 gr, Hollanda'nın 1000 gr, ABD'nin 500 gram, Fransa'nın 460 gram, Yunanistan'ın 280 gram, Almanyanın 250 gram ve Ürdün'ün 140 gramdır. Tarımsal hasıla ve arazi varlığına göre oranla Türkiye daha az kimyasal kullanılan bir ülkedir.” (Birişik: s.39)

Yazının Devamı

Baklagillerin önemi

Kıraç Alanlardaki Tarımsal Araştırmalar İçin Uluslararası Merkez (ICARDA) 1975 yılında kurulmuştur. Türkiye'nin de katkıda bulunduğu bu kuruluş Orta ve Batı Asya, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Afrika ülkelerinde kıraç alanlara uygun ürün çeşitlerinin ıslahı ve yetiştiriciliği konusunda başarılı çalışmalar yapmaktadır. Merkezin Mısır'daki uzmanlarından Dr. Aladdin Hamwieh, 10 Şubat Baklagiller günü dolayısıyla bir açıklama yapmıştır (Bkz.1). Merkezin Hindistan'da görevli uzmanı Dr. Shiv Agrawal ile yapılan bir röportajda konuyu pekiştiren bilgiler yer almaktadır (Bkz. 2). Bu uzmanların görüşleri aşağıda özetlenmiştir. Dr. Hamwieh, “Araştırmalarımız önemli ölçüde paydaşlarımızın ihtiyaçlarına ve bilgisine dayanmaktadır. En baştan çiftçilerin de dahil olduğu araştırma çabalarının somut bir sonucu olarak iklim açısından uyumlu ürünler sunuyoruz.” ICARDA kuraklık ve kıtlık döneminde minimum su ve gübre girdisi ile en yüksek verimi sağlayan baklagilleri ıslah etmiştir.

Tüm tarım ekonomileri, dünya nüfusunun yüzde 80'inin temel besinini oluşturan pirinç, mısır ve buğday üzerine kuruludur. Önde gelen küresel temel gıda maddesi olan buğday tehdit altındadır. Özellikle Orta ve Batı Asya ile Kuzey Afrika bölgesinde benzeri görülmemiş tehditlerle boğuşuyor. Burada iklim değişikliği; kuraklık, sıcaklık ve toprağın tuzlanması gibi stres etkenlerini katlanarak artırıyor. Buğdayın iklim kaynaklı bu baskılara karşı aşırı duyarlılığı, üretimde önemli aksamalara yol açmaktadır. Afrika'daki kuraklığın yanı sıra, Ukrayna krizi açık bir uyarı oldu. En yoksul düzinelerce buğday bağımlısı ülkede fiyatlar önemli derecede arttı.

Yazının Devamı

Haşhaş ve bağımsızlık

Haşhaş tarımının Anadolu’da M.Ö 3000 yılından bu yana yapıldığı ve anavatanının Ön Asya olduğu birçok yazar tarafından kaydedilmektedir. Çiftçimiz pratik olarak başka bir bitkinin yetiştirilmesinin mümkün olmadığı topraklarda haşhaş yetiştirmektedir. Haşhaşın kapsülündeki morfin, thebain, kodein gibi alkoloidler, tıbbi ilaç yapımında kullanılır. Haşhaş tohumları yüzde 50 dolayında yağ içerdiğinden yemeklik yağ olarak ve sanayide kullanılır. Yağı alınmış tohumdan geriye kalan küspe hayvan beslemede önemli bir protein kaynağıdır. Haşhaş sapları yakacak olarak kullanılır. Kâğıt sanayiinde ve kompozit malzeme üretiminde de kullanımı mümkündür. Haşhaş ekim nöbetlemesine (münavebe) uygun bir çapa bitkisidir. Toprağı yormaz, yarı nadas yerine geçer (Bkz.1).

Haşhaş kapsülü, bıçakla çizildiğinde çıkan özsuyu kuruyunca sıyrılıp toplanarak elde edilen madde, halk arasında afyon diye bilinir. Ağrı kesici ve uyuşturucu etkisi vardır. Bağımlılık yaptığı için eskiden beri yasaklanmış bir maddedir. Haşhaş üretimi sınırlı illerde Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’nden ruhsat alınarak yapılır. Kapsüllerin çizilmesi yasaktır. Kuru kapsüller ufalanmadan TMO'ya teslim edilir. Alkoloidler devlete ait fabrikada çıkarılır ve tıbbi amaçla kullanılır. Kaçak yollardan morfin ve eroin gibi uyuşturucu madde imalatında da kullanılmaktadır. Keyif verici yasadışı bir madde olarak kullanılması da çok önemli bir gelir kaynağı olmasına sebep olmuştur. Haşhaş ekimi konusu, 1970’lerin ilk yarısında Türk-Amerikan ilişkilerindeki başlıca sorunlardan biri olmuştur.

Yazının Devamı

Aşırı büyük

Ben fakülte ikinci sınıfı öğrencisi iken 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara'da Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasında Gümrük Birliği Antlaşması imzalandı. O dönemde 27. Hükümette Başbakanlık görevini saygın devlet adamı İsmet İnönü yürütmekteydi. Antlaşmaya göre belirli bir uyum sürecinden sonra Türkiye topluluğa tam üye olacaktı.

Aradan 60 yıl geçti. O zaman mevcut olmayan; Sovyetler Birliği, Çekoslovakya ve Yugoslavya'nın parçalanmasıyla oluşan irili ufaklı devletler bile AB'ye katıldılar. Avrupa Topluluğu, Ortak Pazar, Avrupa Birliği olarak defalarca adı ve üye sayısı değişen birliğe biz tam üye olamadık.

Yazının Devamı

Avrupa Birliği ve biz

İkinci Dünya Savaşı sonunda baştan aşağı harabeye dönmüş olan Avrupa, ABD'nin sağladığı Marshall Yardımı ile toparlanmıştır. Avrupa'ya tarım makineleri, gübre, tohum, damızlık hayvan gibi tarımsal üretimi artıracak girdiler sağlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında açlıkla karşılaşmış olan Avrupa halklarının belleğinde “açlık korkusu” yer etmiştir. Avrupa Birliği'nin oluşum sürecinde tarıma özel önem verilmiş, birliğin tarımda kendine yeterli hale gelmesi için her türlü koruyucu önlem alınmış ve tarıma destek yapılmıştır.

AB'de çiftçiler nüfusun göreli olarak küçük bir kısmını oluşturur. Ekonomik gelişmenin hızlı olduğu dönemde tarımsal ürünler para etmiş ve diğer kesimlerin tarımı desteklemesi mümkün olmuştur. Uygulanan politikalar sonucunda kendine yeterlilik sağlanmış, hatta Avrupa'da “tereyağı dağları”, “süt gölleri” bile oluşmuştur. Sonra doğrudan gelir desteği ve ekiliş alanı kısıtlaması gibi önlemlerle aşırı üretimi azaltma yolları aranmıştır.

Yazının Devamı

Avrupa’daki çiftçi eylemleri

Almanya'da başlayan çiftçi eylemleri diğer ülkelere de yayılıyor. Romanya bunlardan biri. Ukrayna ile ortak kara sınırı olan Romanya'nın Karadeniz'de Köstence, Mangalia ve Midia gibi limanları vardır. Tuna nehri üzerinde de 9 liman bulunmaktadır. Rusya Federasyonu'nun Karadeniz Tahıl Koridoru'ndan çekilmesi sonucunda İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerinden yapılan denetimli tahıl sevkiyatı durmuştur. Ukrayna tahıl dışsatımını Köstence limanı ve Tuna nehri üzerinden yapmaya çalışmaktadır. Ukrayna'ya destek veren Avrupa Birliği yönetimi piyasayı koruma önlemlerini gevşetmiştir. Ukrayna'dan göreli olarak ucuza gelen tahıllar fiyatların düşmesine yol açtığı için Avrupa Birliği ülkelerinde çiftçilerin kazancı azalmaktadır. Çiftçilere verilen karşılıksız yardımlar (sübvansiyonlar) azaltılmış ve ödemeler gecikmiştir. Akaryakıt fiyatlarının arttığı, vergilerin ve sigorta primlerinin yükseldiği bir ortam söz konusudur. Bu durum kamyon sürücülerini de etkilemektedir. Çiftçilerle kamyoncular birlikte eylem yapmaktadırlar.

Almanya'da 8000 traktör, 2000 kamyon ile 30 bin kişinin katıldığı eylemlerden esinlenen Romen eylemciler, yavaş sürdükleri traktör ve kamyonlarla karayolu trafiğini aksatmışlar, gümrük kapılarını ve liman giriş - çıkışlarını kapatmışlardır. Gösterilerin izinsiz olduğu ileri sürülerek başkent Bükreş'e girmelerine izin verilmemiştir. Göstericilerin temsilcileri ile Romanya Tarım, Ulaştırma ve Maliye Bakanları arasında görüşmeler yapılmıştır. Somut bir sonuca ulaşılmadığı için eylemler sürecektir. Fransa, Polonya ve Bulgaristan'da da yeni eylemler başlamak üzeredir.

Yazının Devamı

Bedava bile alan yok

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şubesi tarafından “Tarımsal Eğitimin 178. Yılı Etkinlikleri Kapsamında “İkinci Yüzyıla Girerken Kırmızı Et ve Süt Sektöründe Genel Durum” başlıklı bir panel düzenlenmiştir. İki oturum halinde yapılan bu toplantı ZMO İzmir Şubesi'nin kurulmasında büyük emeği geçen Onursal Başkan Prof. Dr. Reşit Sönmez'e adanmıştır.

Reşit hocamızı 1962 yılında doçent iken Ankara'dan gelerek bize verdiği “Genel Zootekni” dersi dolayısıyla tanımıştık. Güleç yüzüyle, tatlı Karadeniz şivesiyle anlattığı dersten aklımızda kalan çok şey vardır. Örneğin “Hayvan ıslahı dişi hayvanlarla yapılmaz” demiştir. “Çevre koşulları elverişli olmazsa hayvanların genetik kapasitesi gerçekleşemez” demiştir. “Buğdayla koyun, gerisi oyun” özdeyişini de ondan duymuştum. Hocamız yarattığı ekip ve çevre ilişkileriyle çok yararlı hizmetler görmüştür. Ekibiyle ıslahını yaptığı Tahirova ve Sönmez koyunları, Batı Anadolu bölgesine uygun verimli ırklardır. Yaptığı yararlı hizmetlerle anılan hocamız ışıklar içinde uyusun. Meslek örgütümüzün değerbilirliğini de kutlamayı görev bilirim.

Yazının Devamı