Yandex
21 Haziran 2025 Cumartesi
İstanbul 26°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Merhaba

T. Murat Demirbaş

T. Murat Demirbaş

Gazete Yazarı

A+ A-

Hak dostum hak ! diye başlayalım söze.

Ne de olsa tüm hikayeler böyle başlar bizde.

Bundan böyle bu köşeden bir hikâye başlatıyoruz bir anlamda.

Adı “Seyirlik”… tadı “çeşnilik”…

Üstelik öyle dereden tepeden de değil.

Biraz siyasetten, biraz sanattan, biraz da hal-i pür melalimizden.

Yanlış anlamayın. Ortaya karışık cinsinden değil hani!

Yaşam dediğimiz şu koca pınarın içinde çağlarken,

Bildiğimizle değişen, bilmediğimizle derinleşen cinsinden.

Üstelik her konuya illa da asık suratla yaklaşmayan.

Hatta kimi zaman nüktesini bir tutam fazla koyan,

Ama mevzunun en derin yerinde de okkalı lafını esirgemeyen cinsinden yani.

Velhasıl bugünden itibaren dilimiz döndüğünce, elimiz yettiğince, gönlümüz elverdiğince gündemde olanı da gündemde olmayanı da yazmaya çalışacağız.

Bazen soran, bazen sorduran…

Bazen haber veren, bazen ortaya bir fikir atan.

Bazen de biriktirdiklerini sunan yazılar işte canım, anlayın!

Sanmayın ki; ilk yazı diye böyle lafazanlık edip sözü uzatıyoruz.

Aslında biraz da sizi hazırlıyoruz. Öyle hemen kızmayınız diye.

Merak buyurup okursanız eğer, belki önerilerinizle daha da çeki düzen veririz.

Korkmayın! Gerektiğinde özür dilemesini de biliriz.

Bu garip kendini vakfettiği tiyatro denen sanat sayesinde öğrendi ne öğrendiyse.

Yani tiyatro sayesinde okudu, öğrendi, gezdi, türlü olaylara şahit oldu.

Bu yüzden söylenecek her sözü hep sahneden söylemeye meyilli.

Şimdiden sürç-i lisan edersek affola!

BÜTÜNLEŞEN TÜRKİYE

Önceleri “açılım süreci” dendi. Şimdilerde adına “Terörsüz Türkiye” diyorlar.

Biz ise “Bütünleşen Türkiye” diyoruz.

Çünkü sorunun gerçek çözümünün “bütünleşmekte” olduğunu biliyoruz.

Birleşmek demiyoruz çünkü ayrı şeyler birleşir.

Biz ise bir bütünüz zaten.

Çanakkale cephesinde, Sakarya cephesinde hep “bütün”dük.

O “bütünlük” duygusuyla çarpıştığımız için yedi düveli tuş edip, tüm mazlumların umudu olduk.

Sonradan Avrupa’nın büyük toplantı salonlarında ay-rış-tı-rı-la-rak belirlendi ve ince hesaplarla hazırlanmış raporların kapağında kondu adı “Kürt Sorunu” diye.

Yani her sorun çıkarmak istediklerinde önce adını koyup sonra eşelediler onu.

Bilmediğiniz şeyler değil hani. Kürt sorunu…Kıbrıs sorunu…vs.

Ezcümle böyle yaratılan “sorunların” çözümünü de hep “bütünleşerek” çözdük…

BİR FIKRA

Teşbihte hata olmazmış!

Ama 27 Şubat tarihinde Abdullah Öcalan’ın mektubu ile sonrasında toplanan PKK kongresinden çıkan bildiri arasındaki farka dair şu fıkrayı anlatmak farz oldu artık.

“Bir vakitler PKK terörü kol gezerken ülkede. Kuytu bir yola pusu kurup çevirirler otobüsü teröristler. Malum, içinde hem Türk hem Kürt kökenli vatandaşlar var. Masum vatandaşları indirip dizerler otobüsün dışına. Ama bir süre sonra ne yapacaklarına bir türlü karar veremezler aralarında. Sonunda teröristbaşı Apo’yu aramayı akıl ediyorlar. Apo’dan emir geliyor;

- Kürtleri ayırın, Türkleri kurşuna dizin, diye.

Tek tek soruyorlar ama bir süre sonra işler karışıyor. Gitgide ayırt etmek zorlaşıyor hangisi Türk hangisi Kürt diye. Bunun üzerine güya kendine komutan diyen kişi sesleniyor emrindekilere;

– Eee boş verin uğraşmayın! Değerli eşyalarını alın, hepsini kurşuna dizin !

Yolcuların arasındaki bir Kürt vatandaş az önce kurtulma umuduna sevinmişken. Bakıyor ki öldürülecek, telaşla öne atılıp;

– Hele durun babam, Apo ne deyiii, siz neydiysiiiz ? diyor.

Kültür Sanat
Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları
Tikkat… Tikkat! 21 Haziran 2025
Gassal 14 Haziran 2025
Masal 31 Mayıs 2025