Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Söz verdiler

Ekrem Ataer

Ekrem Ataer

Gazete Yazarı

A+ A-

TGB Başkanı Kayahan Çetin telefonun diğer ucunda … Her zamanki heyecanı ile Türkiye Gençlik Birliği’nin bu yılki Datça kampından bahsediyor. Kayahan’ı bilirim tuttuğunu koparan, yiğit oğlandır. Sesinde de bunu hissetmek mümkün. Sonu başından belli olan öyle bir paragrafa girdi ki hem dinliyor, hem de “bu sıkışıklıkta nasıl giderim” diye düşünüyorum. Ulusal Kanal’da yeni yayın dönemi, stüdyoların hazırlığı, her yer inşaat, programlar, planlamalar; bırak Datça’ya gitmeyi eve zor gidiyorum…

Datça denilince de yüreğim titrer… Can Yücel’le geçen uzun yıllarım, rahmetli halamın hemen bir sokak alttaki evinin verandasında buluşmalar… Şiirler, şarkılar, türküler, marşlar. Sabaha kadar İshak Kuşunun çığlıkları, ağustos böceklerinin muhteşem şarkıları… Nükleer başlıklı füze gibi ortalıkta dolaşan karasinekleri… Datça benim için başkadır. TGB’li gençlerle de bambaşka olacağına olan inancımla “tamam” dedim geliyorum.

Söz verdiler - Resim : 1

23 Ağustos sabaha karşı ver elini Dalaman… Gün ağarmaya yakınken Büray Yılmaz ile havaalanında buluşup düştük Datça yollarına… 3 saati aşkın, sohbet ve anılarla dolu bir yolculuk. Bazen sohbetin, bazen de Datça yolunun sıkı virajlara girdiği harika bir rota. Büray; hayalleri olan devrimci bir genç. Hayallerini her an projeye devşirecek cesarette, öğrenme iştahlı, fişek gibi bir delikanlı.

Gün ağardığında Datça Köyü’ndeyiz. Uzun yıllar öncesinden müzisyen dostum Cihan Yıldız’ın alın teri ve emekle yarattığı mekânı Spradon’a geçip ve biraz dinleneyim desem de ne mümkün. Dinlenmenin zamanı mı dışardaki dar sokaklarda beni 90’lı yıllara dayanan bir sürü anı bekliyor. 1 saat kadar dinlenme ve kahve sonrası attım kendimi dışarı. Bambaşka bir Datça Köyü. Normalin üstünde bir yapılanma. Muazzam bir kalabalık… Her yer ticarethâne, her yer yeni bir mekân. Bölge ekonomisi açısından sevindirici olsa da bir şeylerin yanlış olduğu kesin. İnanmamakta haklısınız ama halamın evini bulamadım. Can Yücel sokağına girdiğimde 2025’ten kopup 1992’ye kadar geri gittim. Turist kafileleri Can Yücel evinin önünde kapalı kapıya öyle bakıyorlar… Fotomodelliğe özenip garip garip pozlar verip fotoğraf çektiriyorlar. Evin kapısı kapalı, kapının üstünde “Ahan da o ev burası” gibi yazılar asılmış. Bir bacağını leylek gibi kaldırıp, silikonlu dudakları ile şuh pozlar verip fotoğraf çektiren bir hatuncuğa sordum; Can Yücel şiirlerini sever misiniz? Aldığım yanıt aslında beni pek şaşırtmadı; “Şairdi değil mi..” Yutkundum, başımı aşağı doğru indirip kaldırarak evet dedim ve hızlıca uzaklaştım.

Cihan Yıldız ile Datça merkeze indiğimde başka bir rezâletle karşılaştım… Vahşi bir yapılaşma ve güzelim sahili işgal eden restoran sandalyeleri. Kumların üstü pazar yeri gibi. Akşam saatlerinde masaların önünden denize girmek için gelen halkın üzerindeki manevi baskı da kaçınılmaz tabii… Heeyyy! Datça Belediyesi, Muğla Valiliği, çevre bişeyleri nerelerdesiniz diye bağırmak geldi içimden.

Akşamüstü kendimi TGB kampına attım, gelmedim düpedüz attım!

İlk gördüğüm güler yüzlü yiğitlerimizden Yağızhan Onat oldu. Yürekler kıpı kıpır, yüzler gülüyor…

Gün yüzlü gençler, alınları yıldızlı evlatlar…

Ters giden ve gidecek olan her şeye karşı donanımlı olmaya yeminli gençlerimiz.

“Gelecekte biz varız” dercesine bize ve geleceğimize el birliği ile güzel bir vâha yaratmışlar. Geçen seneden bir hayli daha kalabalıklar gibi geldi bana. Bol sohbet, birlikte söylenen şarkılar, marşlar, türküler ve doyumsuz bir gece. Komşu kamplardan duyan geldi, duyan geldi…

Söz verdiler - Resim : 2

Bir ara Adnan Türkkan’ı görür gibi oldum ve “Kanal aklımdan çıkmıyor hayâl görüyorum herhalde” diye düşünürken gecenin gerçek sürprizi olduğunu öğrendim.

Buluşmamızın sonunda gençlikten bir söz aldım:

- Her koşulda ve süreçte geleceğimize sahip çıkmaya hazır mısınız?

- Eveeet!

- Alnınızdaki ışık, yüreğinizdeki heyecanla, en zor anımızda halkın önüne geçip öncü olmaya söz mü?

- Söööz!

Alandan ayrılırken ardımızdaki ses Akdeniz ve Ege’nin gece yarısı maviliklerinde yankılanıyordu: “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!”

TGB